Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Resmi Gazete'deki kararlar gece yarısı yayımlandı.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül istifa etti. Yerine Bekir Bozdağ atandı.
Abdülhamit Gül ise “Pelikan” yapılanması, Süleyman Soylu ile olan tartışmaları, Sedef Kabaş için söylediği sözler Hakyol tarikatı ilişkileriyle her dönem tartışılır olmuştu.
Sedef Kabaş’ın gözaltına alınmasının ardından Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır" açıklamasında bulunmuştu.
Bu sözler üzerine Sedef Kabaş suç duyurusunda bulunmuştu.
Gül'ün açıklamasının ardından Kabaş tutuklanmıştı.
SÜLEYMAN SOYLU İLE OLAN TARTIŞMALARI
Abdülhamit Gül’ün istifası akıllara İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aralarında yaşanan tartışmaları ve atışmaları getirdi. Abdülhamit Gül istifa ettiği gün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İçişleri Bakanlığının yetkisindeki MOBESE görüntüleri üzerinden takip edilip bu görüntülerin sızdırılması tartışılırken, “FETÖ’vari anlayış” çıkışını yapmıştı.
İki isim arasındaki tartışmalar hiçbir zaman yalanlanmadığı gibi kürsülerden verilen yanıtlarla birçok kez de açığa da çıkmıştı.
Son olarak Abdülhamit Gül, Bakan Süleyman Soylu’nun “Muhtarlarımız diyor ki ‘Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.’ Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” ifadelerine yanıt vermişti.
O yanıtında Abdülhamit Gül, “Değerli arkadaşlar bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti” demişti.
ANNESİNE EDİLEN HAKARETE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, annesiyle ilgili bir paylaşımın altına küfürlü ifade yazan kişinin tutuklanmamasına tepki göstermiş, Twitter'dan Abdülhamit Gül’e sitem ederek “Bakan olsam ne yazar” diye tepki göstermişti.
Bakan Süleymen Soylu şunları yazmıştı:
"45 gündür anam hastanede. Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım, Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım."
Abdulhamit Gül de "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum" diyerek tepki göstermiş, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar, kurallar, usuller işler; hukuk işler. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz. Adalet Bakanından da bu işleyişe müdahale etmesini bekleyemez. Adalet Bakanının cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve kimse kusura bakmasın asla da giymeyeceğim" diye belirtmişti.
Gül, ertesi gün yaptığı açıklamada ise şunları söylemişti:
"Kadınların haysiyeti onuru her şeyden önemli. Annelerine yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum… Bu kişinin hukuk önünde en ağır cezayı bulacağına inanıyorum. Bakanımızın muhterem validelerine de acil şifalar diliyorum. Hiç kimsenin annesine, eşine, ailesine kimsenin küfretme hakkı yoktur. Aile en kutsalımızdır, kadınlar onurumuzdur. Kimin annesi olursa olsun en ağır şekilde elbette kınamak, yakışıksız ifadeleri engellemek de hepimizin görevi. Kanunlar toplumun ihtiyaçları için çıkarılır. Kanun dağıtımı yargıdadır, sosyal medyada değil. Bu tür hadiseleri de inşallah hiç kimse yaşamaz."
SON OLAY MOBESE KAYITLARI
Son olayda ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yer aldığı MOBESE kayıtlarının basına servis edilmesi olarak kayıtlara geçti.
MOBESE sistemlerinin en üst makam olarak İçişleri Bakanlığı'na bağlı olması nedeniyle sızıntılar nedeniyle Süleyman Soylu eleştiri oklarının hedefi olmuştu.
Tüm tartışmalar sürerken Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 28 Ocak Veri Koruma Günü dolayısıyla KVKK'de düzenlenen programda kişisel verilerin korunmasının önemi hakkında konuşmuş, son dönemde yapılanların “FETÖ’vari anlayış” olduğunu söylemişti.
Adalet Bakanı Gül, bilginin silaha dönüştüğü, teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği bir çağın yaşandığını, "veri"nin en değerli madene dönüştüğünü, veri madenciliği, yapay zeka gibi kavramların da günlük hayatta önemli yer tuttuğunu söylemişti. İnternetin özel hayata dair mahremiyet ihlali alanına dönüşmemesi gerektiğini dile getiren Abdülhamit Gül, FETÖ'nün bu konuda yaptıklarını hatırlatarak şöyle devam etmişti:
"Geçmişte FETÖ'nün istihbarat ve veri madenciliğine verdiği özel önemi hepimiz biliyoruz. Ve bu çerçevede delil üreterek, tezgahlarla, oluşturulan kumpaslarla nasıl insanların kişisel haklarını ihlal ettikleri, nasıl mahremiyet haklarını ihlal ettiklerini hepimiz gördük, yaşadık. Usulsüz dinlemeler, kişilerin mahrem görüntüleri, özel bilgilerin ifşa edilmesi, verilerin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi gibi tüm hukuk dışı bu fiilleri hep beraber yaşadık. Hukuk devletinde esas itibarıyla haysiyet cellatlığı olmaz, itibar suikastı olmaz. Hukuk buna asla izin vermez, veremez, vermemelidir. Dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran, bu FETÖ'cü zihniyetin de asla ama asla unutulmaması gereken bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu FETÖ'vari anlayışın uygulamaları da hiçbir zaman hiçbir suretle ve hiçbir kimse tarafından gerçekleşmemesi yönünde de teyakkuzu ve bu konuda da hukukun gerekli tedbirleri alması da en esaslı görevlerden biridir."
İstifa eden Abdülhamit Gül, MOBESE görüntülerinin sızdırılmasının ardından “FETÖ’vari anlayış” çıkışını yaptığı gün de istifasını vererek görevinden ayrıldı.
“PELİKAN” YAPISI İLE KARŞI KARŞIYA GELDİ İDDİASI
Abdülhamit Gül’ün adı sık sık Ahmet Davutoğlu’nu Başbakanlığı döneminde istifaya götüren süreci başlattığı ileri sürülen “Pelikan” bildirisini hazırlayanlarla sık sık gündeme geliyordu.
“Pelikan” ile karşı karşıya gelen Abdülhamit Gül, bu kapsamda yaptığı bir konuşmada Sabah gazetesini hedef alarak şunları söylemişti:
“Bu örgütün sadece yargıya, orduya, emniyete sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ’nün bir tezahürü vardır. Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın.”
SABAH GAZETESİNİN HABLEMİTOĞLU RÖPORTAJI
Tam da bu süreçte dün Sabah gazetesinde yayımlanan Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır ile yapılan röportaj dikkat çekti.
Katil zanlısının yakalanmadan önce verdiği son röportajda Nuri Gökhan Bozkır’ın “Bu cinayetin aydınlanması için benim verdiğim isimler, bilgiler var. Sonra silah bana döndü, benim hiç hak etmediğim bir suçta, katil olarak bugün Türkiye'ye kamuoyunda yargılanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.
HAKYOLCULAR NE TAVIR ALACAK
Öte yandan Nakşibendilerin bir kolu olan HAKYOL tarikatına yakın olduğunu gizlemeyen Abdülhamit Gül’ün istifasının cemaatte nasıl bir yankı bulacağı da merak konusu oldu.
Abdülhamit Gül 2014’te attığı ve hala silmediği bir tweetinde tarikatın kurucusu Mahmud Esad Coşan’a bağlılığını belirterek, “Esad Coşan Hocaefendi deyince İslam dergisi, kadın ve aile, gül çocuk, Özelif sitesi hadis enstitüsü, Hakyol vakfı... Güzellikler gelir” ifadelerini kullanmıştı.
KRİTİK DÖNEMİN BAKANI BEKİR BOZDAĞ
Daha önce de Adalet Bakanlığı yapan Bekir Bozdağ’ın göreve getirilmesinin nedeni de tarikat üyelerinin var olduğu iddia edilen yargı kadrolarına hakim olması gösterildi.
Önceki görevine 17-25 Aralık sürecinde tam olarak 25 Aralık 2013’te atanan Bekir Bozdağ bu dönemde yargı içerisindeki FETÖ’cülerin temizlenmesi amacıyla kritik bir görev üstlenmişti.
Haberi Kaynağından oku: Oda TV
Not : Bu haber ODATV internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi [email protected] adresimize gönderebilirsiniz.
Yorum Yazın