ABD'nin NATO'nun 'genişleme' dayatmasıyla kızıştırdığı krizde açılan propaganda cephesi artık 'enformasyon terörüne' dönüşürken, diğer yandan Avrupa özellikle Almanya'yı merkezine alan diplomatik girişimler de sürüyor. Biden yönetimi geçen haftaki diplomasi molasını cuma akşamı Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın ağzından 'Rusya'nın 16 Şubat'ta Ukrayna'yı işgale girişeceği' iddiasıyla kapatmıştı. Sullivan pazar günü yeniden açıklama yapıp 'ABD'nin Rusya'nın işgali için tarih belirleyemediğini ve savaşın hiç olmayacağını varsaydığını' söyledi.
Biden yönetiminin tutumu Ukrayna'daki pek çok ülkenin elçiliklerinde sınırlamalara gitmesi ve vatandaşlarına 'çıkın' çağrılarına varırken, fiilen Ukrayna'nın hava sahasının kapatılmasına benzer bir görüntü ortaya çıkarttı. Yeni haftaya ise Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un önce Kiev ardından Moskova ziyaretleriyle girildi.
Avrupa ve küresel güvenlik mimarisini sarsan gelişmeleri Maltepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Ünal ile konuştuk.
'Enformasyon tekeli Batı'nın elinden kayıyor'
Prof. Hasan Ünal, Ukrayna üzerinden 'bir savaş çıkması olasılığına' dair 'bahis oynansa' kendisinin katılmayacağını belirtirken, yürütülen savaş propagandasına dikkat çekti. Batı'nın geçmiş yıllarda enformasyon üretme ve yönetme kabiliyetine atıf yapan Ünal, söylenen yalanlarla birlikte bu tekelin yitirildiğine işaret etti:
'Bu tür hikayeleri Irak işgaline giden günlerinde de görmüştük'
ABD'nin Rusya'nın 'yanıltma operasyonu'nu bildiği ve müttefikleriyle kanıt paylaştığı haberlerini okurken güldüğü için içtiği kahveyi üzerine döktüğünü anlatan Ünal, 'NATO müttefikleri bize hikaye anlatma dememişler midir' diye sordu:
"Der Spiegel yazdı önce, NATO müttefiklerine Amerika elindeki kanıtları nasıl topladığını değilse de NATO müttefikleri ile paylaşmış, bir provokasyon olacakmış, onun üzerine Rusya işgale başlayacakmış. Okurken güldüm ve içtiğim kahveyi üzerime döktüm. NATO müttefikleri, ‘Biz bu hikayeleri Irak işgaline giden günlerde de görmüştük, bize hikaye anlatma’ dememişler midir? Örneğin, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya ile teması var, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ukraynalı meslektaşıyla görüşüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’dan düzenli olarak bilgi alıyor. Bunları bu şekilde satmanın bir anlamı yok. Amerika ve İngiltere özellikle dünya kışkırtıcılık şampiyonasında hiç maç yapmadan ilk üçe gelecekler, muhtemelen finali de kendi aralarında oynayacaklar.”
‘Kiev, artık ABD ve Britanya açıklamalarını ilk yalanlayan oluyor'
ABD ve Britanya'nın bu noktaya 'savrula savrula' geldiği görüşündeki Ünal, Rusya Federasyonu'nun ise 'çok hesaplı hareket ettiğini' vurguladı:
'ABD, Avrupa ülkelerinin arkasında tam kadro ve hizaya gelmiş bir şekilde dizilmelerini istiyor'
ABD'nin Rusya'nın tepkilerini iyi hesap etmeden yola çıktığını ve Kuzey Akım-2 projesini iptal ettirmeyi hesapladığını belirten Ünal, Almanya, İtalya, Avusturya, Hollanda ve Fransa ve bankacılık sektörleri dahil Rusya ile ilişkilerinin ABD teşvikiyle çıkarlarını etkileyecek bir hesaplaşmaya yönelinmesine engel teşkil ettiği görüşünde:
'Amerika’nın hesapsızlığı var burada'
Ünal'a göre ortada 'ABD'nin hesapsızlığı' var. Washington'ın Rusya'dan bir hareket gelmezse 'biz demiştik' diyeceği, gelirse işi 'yaptırımlara' dökmeye çalışma stratejisinin taşıdığı sıkıntılara dikkat çekti. Ünal'a göre Rusya'yı Ukrayna'da Afganistan'daki gibi yıllar sürecek bir bataklığa sokmak, mümkün görünmüyor:
"Amerika’nın hesapsızlığı var burada. Amerika’nın gücü dünyada da geriliyor. Bunu bir siyasete dönüştürmeye çalışıyorlar. Rusya burayı işgal etmezse, 'bakın biz tam kadro ambargo uygularız dedik', korktu çekildi. Eğer işgal ederse, 'biz demiştik', hadi bizim yaptırımlara gelin. Ukrayna’yı diyelim ki Rusya işgal etti, burada bir hükümet kurdu. Bir Afganistan yaratmak istiyorsunuz, Rusya’yı içeriden zorlayacak, yıllarca sürecek gerilla savaşını Ukrayna’dan çıkaramazsınız. Ukrayna’nın coğrafyası müsait değil buna. Ukrayna halkı buna gelir mi? Mevcut Ukrayna hükümeti bu tuzağa düşer mi? Ukrayna hükümeti tamamen Amerika ve İngiltere tarafından tamamen satıldığını düşünüyorum. Amerika ve İngiltere’nin yaptığı açıklamaları ilk yalanlayan taraf Kiev oluyor artık.”
‘Türkiye Rusya’yı eleştiren tarafta yer almak yerine bir tür arabuluculuk rolü oynama noktasına geldi’
Eylül ayında yapılan Erdoğan-Putin görüşmesinin ardından Türkiye’nin bazı söylem değişikliğine gittiği değelendirmesinde bulunan Ünal’a göre, Türkiye Ukrayna-Rusya meselesinde Rusya’yı eleştiren tarafta yer almak yerine bir tür arabuluculuk rolü oynama noktasına geldi:
'Türkiye, Putin yönetimindeki Rusya’ya Biden yönetimindeki Amerika’dan daha fazla güveniyor'
ABD'li emekli komutan Ben Hodges, 'Ukrayna' üzerinden estirilen savaş rüzgarlarında işi Türk hükümetinden Boğazları Rusya donanmasına kapatma telkinlerine ardırmışken, Prof. Ünal, bunun mümkün olmadığı görüşünde. Ünal, ABD'nin Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla uygun olmayan pek çok iş yaptığını anımsatırken, Kıbrıs'tan YPG/PYD'ye uzanan cephelerde uygulanan politikalara dikkat çekti:
'ABD Ankara'nın istediklerini yapsa bile Rusya ile düşmanlık içeren bir politikaya yönelemeyiz'
Prof. Ünal, 1967'de Kıbrıs'a çıkartmanın gündemde olduğu dönemde, Johnson mektubu öncesinde Ankara'ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Cyrus Vance'a dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in verdiği yanıta da atıfta bulundu. Ünal'a göre ABD Türkiye'nin isteklerini yerine getirse bile Ankara'nın Rusya'ya 'düşmanlık' içeren bir politikaya yönelemeyeceğine vurgu yaptı:
"1967’de Kıbrıs’a çıkarma meselesi, Yunanlıların gizli tümen soktuğu anlaşıldığında patlak veren krizde Amerikan Dışişleri Bakanı Cyrus Vance, 1964’teki Johnson Mektubu krizi yeniden yaşanmasın diye alelacele Ankara’ya geliyor. General feryat ediyor, ‘Adamlar gizlice adaya 12 bin kişilik tümen soktular, buna karşılık oturup bekleyeceğimizi mi zannediyorsunuz?’. Bunun üzerine Cyrus Vancei ‘Siz her halükarda çıkarmamı yapacaksınız, yoksa ben o tümeni oradan çektirirsem Atina’ya, fikrinizi değiştirir misiniz?’ diyor. Demirel, güzel bir cevap veriyor, ‘Siz o tümeni geri çektirin sonra konuşuruz’ diyor. Biden bu dediklerimi yapsın, sonra bakalım. Bu bile olsa, bu kadar kapsamlı ticari, ekonomik, stratejik çıkarlarımız olan Rusya ile düşmanlık içeren bir politikaya yönelemeyiz. NATO da böyle ittifak olmaktan çıktı, adeta bir tür gevezelik merkezine dönüştü. Herkesi toplarsanız içinde bir ortak çıkar oluşturmak zor olur. Kendileri yaptılar yani.”
Haberi Kaynağından oku: TR Sputnik
Not : Bu haber TR SPUTNİK internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi [email protected] adresimize gönderebilirsiniz.
Yorum Yazın